17 Ocak 2011 Pazartesi

içimdeki fırtına

Kış ortasının ağır depresyonluk havası devam ederken birden aldığım haber herşeyin allak bullak olmasına yol açtı.Meğerse herşeyin düzenli olması ne kadar güzelmiş.Teleonu açtığımda babamın sesini duymak .Şimdi ne kadar uzak Babam felç oldu sol taraf tutmuyor.O şimdi küçük bir çocuk.82 yaşında yatağa ve insanlara bağlı bir çocuk.Birden çığlık atmak istedim.Meğerse hayat ne kadar kıymetliymiş elimden kaymadan önce.Sanki bize hiç hastalık bulaşmazmış ölüm bizden uzaktaymış.Meğer hepsi her an her yerde.Bir nefes uzakta.Boğulmamak için çırpınıyorum.Elimin altından kayan hayatı yakalamak isterken beni çekiyor bu girdap.Çırpınıp boğulmaktan kurtulmak istiyorum.haykırmak istiyorum sesimi duyamıyorum.Kayboluyor sesim yerini doldurulmuyacak kederlere bırakıyor.Olsun diyorum.Bu girdaptan çıkacağım .Sen çıkmasanda hayat devam ediyor diyorum kendime dur sakin ol.Önce bir düşün sadece sana ait değil yaşam biz doğduğumuz anda ölüm başlıyor hürelerimiz ölüyor.Ya ruhum içindekinler onları kendi elimle öldürmeden önce bunlar kabus galiba
diyorum.Sonra kendimi arıyorum.Hayatın beni boğmasına izin verme diyorum kendime .Sakin ol acele etme.Meğerse bazı takıntılarımız ne kadar saçmaymış.

Üç kozalak iki taş

                                                                                           Spderman                                         ...